Michigan Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin araştırması, çalışan ebeveynlerin mobil cihazlarının sunduğu kolaylıkları takdir etmekle birlikte, sürekli gelen bildirimlerin kaygıya neden olduğunu ortaya koyuyor.
Araştırma, birçok okulun öğrencilerin okul saatleri boyunca dikkati dağıtıcı olabilecek cep telefonlarına erişimini kısıtlamaya çalıştığı bir dönemde gerçekleşti.
2020-2021 yılları arasında yürütülen araştırma, ebeveynlerin günde ortalama 300’e yakın mobil bildirim aldığını ve günde ortalama 93 kez telefonlarını kontrol ettiklerini ortaya koydu.
Üniversitenin Health Mott Çocuk Hastanesi’nde gelişimsel davranışçı pediatrist olan yazar Tiffany Munzer, “Küçük çocuklara sahip ebeveynlerin genellikle çoklu görev yaptığını biliyoruz. Ekranlar, birden fazla talebe aynı anda yanıt verme zorluğuna ek bir katman ekliyor.” diyor.
“Ebeveynler genellikle ebeveynlik, ev işi, iş ve diğer sorumlulukları aynı anda yönetmeye çalışıyor. Telefonların bu yoğunluk sırasında bir dikkat dağıtıcı haline gelmesi ek bir stres oluşturuyor.”
Araştırma, 4 ile 6 yaşları arasındaki 62 çocuğun 62 ebeveyni üzerinde, COVID-19 salgınının ilk iki yılında gerçekleşti. Ebeveynlerin ortalama yaşı 37 idi.
Araştırma, ebeveynlerin önceki çalışmalara kıyasla daha fazla bildirim aldığını ve telefonlarının kilitlerini daha sık açtığını ortaya koydu. Araştırmacılar, bunun salgın sırasında medyanın daha fazla kullanılması ve güncel olayları takip etme ihtiyacından kaynaklandığını düşünüyor.
Davranışsal gelişim uzmanı çocuk doktoru ve kıdemli yazar Jenny Radesky, hafta içi stres seviyelerinin daha yüksek olduğunu, bu durumun bildirimlerin içeriğinin ebeveynlerde daha fazla strese neden olabileceğini söylüyor.
Araştırmacılar, ebeveynlerin her zaman her şeyden haberdar olmalarını sağlayan gelişmiş akıllı telefonların, bu kolaylığın bir bedeli olduğunu ve bunun stres olduğunu söylüyor.