50 yaş sonrası sağlık gündeminde en çok konuşulan başlıkların başında diyabet geliyor.
Dünya genelinde 500 milyonun üzerinde insan bu hastalıkla yaşıyor ve bu sayının 2030’a kadar 700 milyona çıkacağı öngörülüyor. Türkiye’de ise tablo daha da çarpıcı.
Ulusal Diyabet Programı verilerine göre her yedi yetişkinden biri diyabet tanısı almış durumda. Üstelik bu sayının en az bir o kadarı da henüz tanı konmamış “gizli diyabet” vakalarından oluşuyor.
(Kaynak: International Diabetes Federation, 2025)
Araştırmalar, düzenli hareket ve sağlıklı beslenmenin diyabet riskini yüzde 50 oranında azaltabileceğini ortaya koyuyor. Günde en az 30 dakika tempolu yürüyüş, işlenmiş gıdalardan uzak durmak, lif ve protein ağırlıklı tabaklar ve düzenli uyku diyabetle mücadelede en güçlü silahlar.
(Kaynak: Journal of the American Medical Association, 2025)
Diyabet aniden ortaya çıkan bir hastalık değil. Yıllarca “prediyabet” dediğimiz ara dönemde ilerliyor. Bu evrede kan şekeri normalin biraz üzerinde ama henüz diyabet tanısı koyacak kadar yüksek değil. Erken fark edildiğinde alınacak basit önlemlerle diyabeti geciktirmek hatta tamamen önlemek mümkün. Ancak düzenli kontroller yapılmadığında bu dönem gözden kaçıyor ve hastalık sinsice ilerliyor. (Kaynak: American Diabetes Association, 2025)
Araştırmalar, düzenli hareket ve sağlıklı beslenmenin diyabet riskini yüzde 50 oranında azaltabileceğini ortaya koyuyor. Günde en az 30 dakika tempolu yürüyüş, işlenmiş gıdalardan uzak durmak, lif ve protein ağırlıklı tabaklar ve düzenli uyku diyabetle mücadelede en güçlü silahlar.
(Kaynak: Journal of the American Medical Association, 2025)
50 yaş üstündeki herkesin yılda en az bir kez açlık kan şekeri ve HbA1c testi yaptırması, riski erken yakalamak için en basit adım. Diyabeti yönetmek, diyabetin sonuçlarıyla uğraşmaktan çok daha kolay. (Kaynak: Mayo Clinic, 2025)
– Bir sağlık merkezinde açlık kan şekeri ve HbA1c testi yaptırın.
– Günlük 30 dakikalık yürüyüş programına başlayın.
– Sofranızdan rafine şekerleri çıkarın.
(Kaynak: International Diabetes Federation, 2025)
Diyabetin en büyük tuzağı, yıllarca belirgin bir şikâyet vermeden ilerlemesi. Hafif yorgunluk, sık idrara çıkma, kesilmeyen açlık hissi veya iyileşmeyen yaralar genellikle göz ardı ediliyor. Oysa bu belirtiler başladığında damarlar, sinirler ve organlar çoktan zarar görmeye başlamış oluyor.
(Kaynak: Mayo Clinic, 2025)
Tip 2 diyabet sadece kan şekerini yükselten bir tablo değil. Yüksek şeker, zaman içinde tüm damar sistemini yıpratıyor ve birçok hayati organda hasara yol açıyor.
– Kalp ve damarlar
Diyabet, kalp krizi ve inme riskini katlıyor. Her üç kalp krizi vakasından birinde diyabet öyküsü var.
(Kaynak: European Society of Cardiology, 2024)
– Böbrekler
Uzun süre kontrolsüz kalan şeker, böbrek fonksiyonlarını bozuyor ve diyaliz gerektiren böbrek yetmezliğine yol açabiliyor.
(Kaynak: National Kidney Foundation, 2025)
– Gözler
Diyabetik retinopati, görme kaybının en önemli nedenlerinden biri. Düzenli göz muayenesi, kalıcı hasarın önlenmesinde kritik.
(Kaynak: American Academy of Ophthalmology, 2025)
– Sinir sistemi
El ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma ve his kaybı sinir uçlarında başlayan hasarın ilk belirtileri. Bu sorun ilerlediğinde yürümeyi zorlaştıracak kadar ciddi hale gelebiliyor.
(Kaynak: Neurology Journal, 2024)
– Diyabet dostu tabaklar ve glisemik yük kavramı
– 50 yaş üstünde şeker dengesini korumanın en pratik yolları
– Bilimsel temelli örnek menüler ve mutfak tüyoları