Günlük tükettiğimiz krakerler, hazır yemekler, paketli içecekler… Bunların her biri, sandığımızdan çok daha büyük bir tehlike taşıyor olabilir.
Brezilya’daki São Paulo Üniversitesi’nin 240 binden fazla kişi üzerinde yaptığı geniş kapsamlı araştırma, ultra işlenmiş gıda tüketimindeki her %10’luk artışın, her türlü nedenden kaynaklanan erken ölüm riskini %3 artırdığını gösterdi.
“GERÇEK GIDA İÇERMEMEK”
Araştırmanın yazarlarından Prof. Carlos Augusto Monteiro, özellikle 30-69 yaş arası kişilerde bu ilişkinin çok daha belirgin olduğunu vurguladı. Monteiro’nun geliştirdiği NOVA sınıflandırmasına göre, ultra işlenmiş gıdalar neredeyse hiç “gerçek gıda” içermiyor; bunun yerine kimyasallar, tatlandırıcılar ve sentetik katkı maddeleriyle üretiliyorlar. Amaç ise: Bağımlılık yaratan, lezzetli ve uzun raf ömrüne sahip ürünler oluşturmak.
2024 yılında yayınlanan diğer çalışmalar da benzer sonuçlar ortaya koydu. Bu araştırmalara göre:
Kaygı bozukluğu riski %53,
Obezite riski %55,
Tip 2 diyabet riski %40,
Uyku bozukluğu riski %41
ve depresyon veya erken ölüm riski %20 oranında artıyor.
Araştırmacılar, günde sadece bir porsiyonluk artışın bile bu riskleri tetikleyebileceğini belirtiyorlar. ABD’de durum daha da kötü: Ortalama bir bireyin tükettiği kalorinin %55’i ultra işlenmiş gıdalardan geliyor. Araştırmaya göre, bu oran sıfıra indirilebilseydi, sadece 2017 yılında 124 bin erken ölüm önlenebilirdi.
Bazı uzmanlar bu verilerin kesin bir “neden-sonuç” ilişkisi kurmadığını söylese de, farklı ülkelerdeki ve kültürlerdeki benzer bulgular, ultra işlenmiş gıdaların “masum birer seyirci” olmadığını gösteriyor.