Küresel çelik üretiminde keskin büyüme

Küresel Çelik Tesisi Takipçisi verilerine göre, daha düşük emisyonlu elektrikli ark ocağı (EAO) ile çelik üretimi, yürürlükteki veya açıklanan projelerin %49’unu oluşturuyor. Bu oran, 2022’de %33, 2023’te ise %43 seviyesindeydi.

Kömür Tabanlı Çelik Üretimi Azalıyor

Rapora göre, yeni duyurulan çelik üretim kapasitesinin %93’ü EAO üretimini oluşturuyor ve yeni planlanan tesisler kömür tabanlı çelik üretiminden uzaklaşıyor. Mevcut projeksiyonlara göre, dünyadaki toplam çelik filosunun 2030 yılına kadar %36’sının EAO üretimine geçmesi bekleniyor. Bu oran, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (UEA) belirlediği net sıfır emisyon senaryosunun biraz altında kalsa da sektörün sıfır emisyon hedefine yaklaştığını gösteriyor. UEA, EAO üretiminin 2030 itibarıyla toplam üretimdeki payının %37’ye çıkması gerektiğini belirtmişti.

Çin, mevcut çelik üretim kapasitesinde büyük bir paya sahipken, Hindistan özellikle kömür tabanlı çelik üretiminde öne çıkıyor ve gelecekteki demir ve çelik tesislerinin en büyük geliştiricisi olarak dikkat çekiyor. GEM, Hindistan başta olmak üzere farklı ülkelerdeki yeni kömür tabanlı çelik üretim kapasitesindeki artışın net sıfır emisyon hedefiyle uyumsuz olduğunu ve bu tesislerin atıl varlıklar haline gelebileceği konusunda uyarıyor.

Yeşil Çelik Dönüşümünde İlerleme Umut Verici

GEM Ağır Sanayi Program Direktörü Caitlin Swalec, analizle ilgili yaptığı değerlendirmede, yeşil çelik dönüşümünde ilerlemenin umut verici olduğunu belirtti. Swalec, “Daha önce hiç bu kadar düşük emisyonlu çelik üretim tesisi geliştirme aşamasında olmamıştı. Aynı zamanda, kömür tabanlı kapasite artışı endişe verici. Sektörün şu anda ihtiyacı olan, bu temiz geliştirme planlarını gerçekleştirmek ve kömür tabanlı tesisleri geliştirmekten uzaklaşmak” ifadelerini kullandı.

Raporda, EAO üretiminin artırılması ve kömür tabanlı çelik üretiminin azaltılması gerektiği vurgulanarak, temiz enerjiye geçişin hızlandırılmasının önemi bir kez daha ortaya konuyor. Küresel Enerji İzleme Kuruluşu’nun raporu, sektördeki dönüşümün yönünü belirlemek için kritik bir rehber olma niteliği taşıyor.