Parkta buldu, yıllarca içinde altın var sanıp kırmaya çalıştı, gerçeği öğrenince nutku tutuldu: Bu, altından bile değerli!

Parkta buldu, yıllarca içinde altın var sanıp kırmaya çalıştı, gerçeği öğrenince nutku tutuldu: Bu, altından bile değerli!
Yayınlama: 01.08.2025
0
A+
A-

Avustralyalı amatör madenci David Hole, metal dedektörüyle bulduğu ve içinde altın olduğuna inandığı kırmızımsı bir kayayı uzun yıllar boyunca kırmaya çalıştı. Testere, matkap, asit ve hatta balyoz bile işe yaramayınca, taşın sırrı bir müzede çözüldü: Hole, farkında olmadan Güneş Sistemi’nden daha eski sırları barındıran, paha biçilmez bir göktaşı bulmuştu.

Her şey 2015 yılında, Hole’un Melbourne yakınlarındaki Maryborough Bölgesel Parkı’nda metal dedektörüyle yaptığı gezinti sırasında başladı. Güçlü bir sinyal alarak toprağı kazdı ve son derece ağır, kırmızımsı bir kaya parçası buldu. Bölgenin altın madenciliğiyle ünlü olması nedeniyle, büyük bir altın külçesi bulduğunu düşünen Hole, taşı heyecanla evine götürdü.

İçindeki altına ulaşmak için türlü yöntemler denedi. Taş testeresi, matkap, taşlama aleti kullandı, üzerine asit döktü. Hatta balyozla vurmayı bile denedi ama taş hiç etkilenmedi. Bu olağanüstü dayanıklılık, gizemini daha da artırdı.

Yıllarca süren başarısız denemelerden sonra taşı Melbourne Müzesi’ne götürdü. Orada hayatının şokunu yaşadı.

Taşı inceleyen jeolog Dermot Henry, hemen taşın olağan dışı olduğunu anladı. “Bu tür taşlar atmosfere girerken yüzeyleri eriyerek kendine özgü oyuklu bir şekil kazanır,” diyerek taşın Dünya dışından geldiğini doğruladı.

37 yıllık kariyerinde binlerce kaya incelediğini, ancak bunun sadece ikinci gerçek göktaşı olduğunu belirten Henry, keşfin nadirliğini vurguladı.

“Maryborough Gök Taşı” adı verilen 17 kiloluk göktaşı, bilim insanları tarafından elmas uçlu bir testereyle kesilip incelendi. Yüksek oranda demir içeren H5 tipi bir kondrit olduğu ve Güneş Sistemi’nin ilk oluşum döneminden kalma “kondrül” adı verilen kristal damlacıklar barındırdığı anlaşıldı.

Henry, bu tür keşiflerin bilimsel önemini şöyle açıkladı: “Göktaşları bilimsel açıdan altından çok daha değerlidir. Bize Güneş Sistemimizin yaşı, oluşumu ve kimyası hakkında paha biçilmez bilgiler verirler. Hatta bazılarında, Güneş Sistemi’nden bile daha yaşlı yıldız tozları bulunur.”

Araştırmacılar, taşın 100 ila 1.000 yıl önce Mars ve Jüpiter arasındaki asteroid kuşağından koparak Dünya’ya düştüğünü tahmin ediyor. Uzmanlar, Avustralya’nın Victoria eyaletinde binlerce altın külçesi bulunmasına rağmen, kaydedilen göktaşı sayısının çok az olduğunu belirtiyor. Henry bu durumu “neredeyse astronomik bir tesadüf” olarak nitelendirdi, David Hole’un keşfinin ne kadar olağanüstü olduğunu bir kez daha gösterdi.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.