Beyninin yavaş yavaş silindiğini öğrenen Luna, hayatının baharında hem çocuklarının geleceği için mücadele ediyor hem de bu yıkıcı hastalığın sadece yaşlıları etkilemediğini göstermek için hikayesini tüm dünyayla paylaşıyor.
Her şey, iş yerinde bilgisayar ekranına bakakaldığı anda başladı. “Normalde ne yapacağımı bilirdim,” diye anlatıyor Luna, “Ama o an… Boşluk. Zihnim tamamen silinmiş gibiydi.”
Başlangıçta unutkanlığını strese ve yorgunluğa bağladı. Ancak ocağa koyduğu yumurtayı unutup evi dumanlar içinde bulduğu gün, durumun ciddiyetini anladı: “Evimi kaybetmeye çok yaklaşmıştım. Bunun sadece yorgunluk olmadığını o zaman anladım.”
Tetkikler sonucu konulan “erken başlangıçlı Alzheimer” teşhisi ve doktorun “ortalama sekiz yıl yaşam süresi” öngörüsü, Luna için yıkıcı oldu. “Buna hazırlıklı değildim. Çocuklarınızın size hâlâ ihtiyacı varken bu haberi almak korkunç,” diyor Luna, ama korkunun kendisini ele geçirmesine izin vermedi.
Hastalığıyla mücadelesini ve yaşadıklarını TikTok’ta paylaşmaya başladı. Amacını şöyle açıklıyor: “Bu hastalığa insani bir yüz vermek istiyorum. Sadece kendi bakımım ve çocuklarımın geleceği için değil, aynı zamanda farkındalık yaratmak için de buradayım.”
Luna’nın en büyük arzusu, insanların bu hastalığın sadece yaşlıları etkileyen bir unutkanlık olmadığını anlamaları. “Bu hastalık kimliğinizi, kendiniz olma yeteneğinizi elinizden alıyor,” diyor Luna. Tek bir isteği var: “Şu anda en çok anlaşılmak istiyorum. Sorgulanmamak. Kaybettiklerimle değil, olduğum gibi hatırlanmak istiyorum. Bazen basit bir ‘Seni seviyorum’ ve bir sarılma her şeyden daha önemli.”
Alzheimer, özellikle hafıza, düşünme ve davranıştan sorumlu beyin bölgelerini etkileyen, ilerleyici bir nörodejeneratif hastalıktır. Demansın en yaygın türü olan bu hastalık, genellikle 65 yaş üstü kişilerde görülür, ancak Luna’nın durumunda olduğu gibi daha erken yaşlarda da ortaya çıkabilir.